Örneğin bir reklam filmi çekeceksiniz ve oyuncularınız film gereği eyfel kulesinden etrafa bakan bir grup insan olacak. Bu durumda önünüzde üç seçenek olur; ya tüm ekip ve ekipmanlarınızla beraber Paris’e gider, çekim için izin almaya uğraşır ve kulede çekim yaparsınız; ya projeden vazgeçer ve başka bir mesleğe yönelirsiniz; ya da greenscreen teknolojisini kullanırsınız.
Böyle bir durumda greenbox kullanırsanız, hem maliyeti düşürmüş, hem çekimin tehlikelerini sıfıra indirmiş hem de zamandan tasarruf etmiş olursunuz. Oyuncularınızı stüdyoda çeker, post-prodüksiyon aşamasında istediğiniz fonu giydirir ve böylece filminiz Eyfel Kulesinde çekilmiş gibi bir izlenim yaratırsınız.
Yani kısacası greenbox yarattığı kendi estetik dışında hem prodüksiyon maliyetini düşürür, hem zamandan tasarruf ettirir hem de tehlikeli mekanlarda çekim yapmak yerine size stüdyo konforunu sunar. Çekimi imkansız kimi kurgular içinse zaten tek çare greenscreen teknolojisidir.
Greenbox kullanmanın bir diğer avantajı da post-prodüksiyon aşamasında ekleyeceğiniz grafik animasyon ve özel efektler için mükemmel bir ortam ve altyapı sağlıyor olmasıdır. Greenscreen yöntemi ile çekilmiş bir filme grafik animasyon uygulamak çok daha kolaydır ve sonuç çok daha estetik olacaktır.
Nerelerde GreenBox Kullanılır?
Günümüzde greenbox’ın kullanılmadığı yer yok gibidir. En basit anlamda, hava durumu programlarının hepsinde greenbox kullanılır. Sunucu yeşil bir zemin üzerinde tahmini noktaları göstererek hava durumunu sunar, daha sonra harita o zemine key’lenir.
Müzik televizyonlarının Vj’leri bize klipleri anons ederken kimi zaman işlek bir caddenin ortasından, kimi zaman bir gökdelenin çatısından hatta kimi zaman da Ay’ın yüzeyinden seslenir. Oysa şu ana kadar Ay’a gidebilmiş tek bir Vj’e bile rastlanmamıştır. Bu çekimler de gene grenbox’larda çekilmiş ve sonra üstlerine istenilen arkaplanlar key’lenmiştir. Ayrıca anonsunu yaptığı klip de muhtemelen greenbox kullanılmış bir klip olacaktır.
Sinemada ise belki de kamera kadar sık kullanılan bir teknolojidir greenscreen. Bunu anlatmak için tek bir örnek bile yeterli olacaktır. Spartalılar’ın Persler’le savaşını anlatan 300 filmi için, sadece 3 set kurulmuş ve filmin tamamı bu üç sette çekilmiştir. Yani greenbox teknolojisi sayesinde 100 spartalı’ya 1 set düşmüş ve görüldüğü üzere bu yeterli olmuştur. Aynı şekilde Er Ryan’ı da Tom Hanks’in başını çektiği gruptan çok greenbox kurtarmıştır.
GreenBox’da Video Çekerken Nelere Dikkat Edilmelidir?
Basit anlamda, bu teknik arka planın düz ve yeşil (renk tercihe bağlıdır; yeşil renk olarak ton ve kontrast açısından daha verimlidir ve dijital ortamda daha çok veri içererek daha kolay ayrıştırılır) bir fon üzerinde çekilmesi ve çekimin ardandan bu fonun silinerek yerine istenen imajın veya görüntünün oturtulmasıdır.
Yeşil veya mavinin tercih edilme nedeni, ten renginde en az bulunan bileşen olmaları ve skalaya göre en uzak renkler olmalarıdır.
Teknik basit bir anlatımla düz ve ayrıştırıcı renkle boyanmış olan zemin/fon üzerinde nesnenin veya oyuncunun kamerayla çekilmesi ile başlar. Daha sonra, post-prodüksiyon aşamasında ayrıştırıcı renk görüntüden silinir ve yerine istenen arkaplan giydirilir (key’lenir).
Teknik açıdan ışıklandırmanın ve açıların düzgün ayarlanmış olması çok hayatidir. Kötü ve yanlış ışıklandırılmış bir greenbox çekimi; estetikten yoksun ve rahatsız edici bir sonuç verir. Eldeki veri o çekim olduğu için, post-prodüksiyon safhasında ne yapılırsa yapılsın düzgün bir sahne kotarılamaz. Muhtemeldir ki, bu tekrar çekim yapmak gerektirecektir.
Bu nedenle, greenscreen teknolojisi aslında ışıklar ve boyadan ibaret kolay bir uygulama gibi görünen ama aslında detayları ve şartlarıyla kesinlikle standartları olan zorlu bir teknolojidir. İyisi çok iyi olur, kötüsü ise gün yüzüne çıkmadan yakılmalı, imha edilmelidir.
greenboxstudyo.com/greenbox-hakkinda-genel-bilgiler/