O, Türk Sinemasının en büyük güldürü ustası. O, Yeşilçam'ın ayakta kalmasını sağlayan en büyük aktörlerinden biri. Kemal Sunal, nam-ı diğer İnek Şaban...
Kemal Sunal sinemamıza belki kaderin cilvesi, belki de şansın bir anda ona gülümsemesiyle kendi başına bir ekol olmuş bir oyuncu. Döneminin sinema ustalarının filmlerinde sıradan bir rol ihtiyacıyla kendisine şans verilen fakat o şansı öyle bir kullanmış ki iyi ki doğru zamnda doğru yerde olmuş dedirten biri.
Oynadığı saf ama bir o kadar duygusal, bunun yanında bir o kadar da samimi gülüşü, bakışıyla taraflı tarafsız herkesin gönlünde taht kurdu sinemaseverlerin gönlünde. Onun sinema karakteri çok farklıydı, ayrı bir espiri anlayışı, ayrı bir güldürü tarzı vardı. Kısacası bambaşka bir soluk kazandırdı sinemamıza.
Dedik ya, şans ona bir gün gülmüştü. 1972 yılında çekilen başrol oyunculuğunu Filiz Akın, Tarık Akan'ın paylaştığı Tatlı Dillim filminde karakter oyuncusu eksikliği vardı. Yönetmen Ertem Eğilmez, öyle herkese rol dağıtan eli bol bir yapımcı değildi. Onun filminde sinemadan anlayan, o tozu yutanlar oynamalıydı. Bu esnada filmde yardımcı oyuncu rollerini paylaşan Zeki Alasya ve Metin Akpınar ikilisi de vardı ve Zeki Alasya ekiskliğin giderilmesi için kendi tiyatrosundan oyuncu getirmeyi teklif etmişti Ertem Eğilmez'e. Ertem Eğilmez de bunu kabul etmiş, basketbol takımında yer alacak kafileye gerekli figüran Zeki ve Metin'in tiyatrosundan temin edilecekti...
Bu figüranın adı Kemal Sunal'dı. Kemal Sunal'a bir kaç dakikalığına görünmesi için rol verilmiş, fakat ona rolü gereği söz/metin düşmemişti. Ertem Eğilmez, sen şunu diyeceksin sen de bunu derken sıra Kemal'e geldiğinde - sen de burada gülersin demişti...
Ve o sahne gelmiş, Kemal Sunal o gülüşü patlatmıştı. Mesleğinde usta olan Ertem Eğilmez'in gözünden bu gülücük kaçmamış bu cevherde iş var deyip filmden sonra teklifini yapıyor Kemal Sunal'a. - Seni Yıldız yapayım mı?.. Bu fırsat herkesin ayağına bir kere gelecek ve bunu Kemal Suna da değerlendirecekti. Arkasından bir yıl sonra gene Ertem Eğilmez'in Oh Olsun (1973), Canım Kardeşim (1973), Yalancı Yarim (1973), Hasret (1973), filmleri gelecek, sonrası ise malum İnek Şaban karakteri yavaş yavaş sinemamıza taht kuracaktı. Zirveye ise lakabı olan İnek Şaban karekteriyle Hababam Sınıfı filmleriyle çıkacaktı.
O, bütün bu şöhret basamaklarını çıkarken hiçbir zaman karakterinden, saflığından ve dürüstlüğünden ödün vermeyecektir. 1974 yılında Gül hanımla sessiz sedasız evlenip kendi devletini özelinde kuracak, bu mesut yuvasında Ezo ve Ali adında iki çocuk dünyaya getirip mutluluğunu taclandıracaktır.
O, karakter ve prensip sahibi dediğimiz adam filmlerinde aldatmaya, hileye hatta öpüşmeye bile rol vermeyecek kadar kendi içinde tutarlı bir duruş sergileyecek kadar onurlu bir jön idi. Onun tutarlılığı, sinema yaşamına iki yol ayrımına izin verecek kadar izn verdi. Onun sinemalarında iki Kemal Sunal karakteri çiktı izleyenlerin karşısına. Bunlardan biri saf, komik, espirili, duygusal Şaban, diğeri de sosyal olaylara yabancı kalmayan, felsefi yönü bulunan, ülke gidişatına paralel konuları işleyen, espirili eleştirel güldürü filmlerinin aktörü Kemal Sunal idi.
Bu iki yönü iki döneme ayrılacak olursa, birincisinde mahallenin saf ama temiz genci, sakarlıklarıyla kahraman olan, sevdiği kıza açılamayan, utangaç Kemal Sunal. Bahsi geçen özelliklerini ilk dönem filmlerinde görebiliriz. Bunlar: Salako, Şaşkın Damat, Hanzo, Tosun Paşa, Meraklı Köfteci, Sakar Şakir, Şabanoğlu Şaban, Çöpçüler Kralı, Kibar Feyzo, İyi Aile Çocuğu, İnek Şaban, Avanak Apti, Şark Bülbülü, Korkusuz Korkak, Dokunmayın Şabanıma, Bekçiler Kralı, Zübük, Gol Kralı, Gerzek Şaban, Üç Kağıtçı, Yedi Bela Hüsnü, Doktor Civanım, Tokatçı, Kılıbık, En Büyük Şaban. Atla Gel Şaban, Ortadirek Şaban.
Diğer Kemal Sunal ekolü filmler ise toplumsal konuları ele alan, daha durağan filmlerden oluşam yapımlardı. Bu filmlerde o saf, duygusal, sakar ve utangaç mahalle delikanlısı ve aile babası gitmiş, yaşını almış olaylara espiri ile yaklaşan bir rol adamı aldı yerini. Bu filmlerinde sahne gereği espirilerden ziyade bir espiri noktasından çıkmış ve o güldürü konusunu işeyen orta yaş karakterinin başından geçenler işlenmekte idi artık Mesela Kiracı filminde artan kiralar ve ev sıkıntısını konu alan iki yakasını bir araya getirmeye uğraşan bir adamın hikayesi, Davacı filminde Türk adalet sisteminin hantallığını eleştirel bir bakışla sosyo-politik yönle ele alan filmde, İnatçı filminde ise arazileri kamulaştırılan bir köyde fırsatçılara evini ve arsasını satmamakta direnen bir köylü karakteriyle, Düttürü Dünya'daki rolüyle de bestelerini kaset yaparak hem ün kazanmak hem de sanatı ile neşhur olup zengin olma hayali kura fakat içinde bulunduğu durumla geçimini bile zor kazanan bir çalgıcı rolüyle görürüz onu.
Türk sinemasında 80'li yılların ortasından sonra Dram türünde daha çok görürüz artık onu. Dram filmlerinde hiç mi başarılı olamadı peki? Aslında sanat yaşamında hatırı sayılır ödülleri bu dönemde aldı Kemak Sunal. 1989 yılında "Dütdüt Mehmet" rolüyle oynadığı Düttürü Dünya filmi ona Ankara Uluslararası Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandıran bir yapıt olmuştur.
Kemal Sunal'ın ikinci döneminde dram filmleri güldürmekten ziyade düşündürmeyi amaçlayan ve hatta bazen ağlatan duyguları işleyen unsurlar barındırmaktadır. Mesela 1989'da oynadığı Gülen Adam filminde isminden de anlaşılacağı gibi doğduğunda bile gülen bir bebek olan bir adamın yaşam şartlarının zorluklarından dolayı artık gülemediği, yıkılan gecekondusundan sonra kendi başına yaptığı seyyar evinde doğan çocuğunu görüp ilk defa hüngür hüngür ağlayan, ben güldüm ömrümce ama çocuğum gülemeyecek diyen bir babanın dramı vardır filminde.
Kemal Sunal'ın filmlerini incelerken aslında onun sinema dünyasındaki yol ayrımını görüntüsünden de ayır etmek mümkün. Şöyle ki; İlk dönem baştan sona güldürü işleyen sinema yapımlarında onu, uzun saçlı, genç ve dinamik, sonraki döneminde ise kısa fakat saçlarını yana tarayan ve en son dram ağırlıklı, tamamı komedi olmayan filmlerinde de saçlarını arkaya tarayan Kemal Sunal'ı görürüz. Bu belki yaşının ilerlemesi belki de son dönemde toplumsal gelişmeler ve sinema anlayışının farklılaşmasıyla açıklanabilecek bir konu. Nitekim saç sitili değiştikçe filmler ve karakterler de yavaş yavaş değişmekte.
İlk dönemin uzun saçlı, kasketli, ve saçlarını yana tarayan güldürü karakteri Şaban:
İkinci dönemin dram ve sosyo-politik aktörü Kemal Sunal:
-
İlk dönemin uzun saçlı, kasketli, ve saçlarını yana tarayan güldürü karakteri Şaban:
İkinci dönemin dram ve sosyo-politik aktörü Kemal Sunal:
- Kemal Sunal'dan kahkaha tufanı TIKLA [Video]